Sarıl Gün’e, Sarıl An’a!
Ölüm ve Yaşam
Milyonkere ölmek ve milyon artı bir kere yeniden doğmak nedir bilir misiniz?
Aslında hemen hiçbir mümkünatı yokken oldukça az yada sınırlı bir olanağın göz önünde
bulundurulmasıdır. Yeniden ve yeniden doğmaktır ölümlerden. Ancak milyon kere ölüp de artı bir
daha ölmeyi, tersten ‘yeni yaşam’ diye kendini kandırıp hüner sananlar da az değildir.
Kendini safkan Marksist, komünist ve devrimci görüp de gerçekte olmayan, fakat öyle olduğunda
ısrar eden sahtekarlar hiç de az değildir. Profesyonel devrimci yada komünistlikten dem vurur ama
kendisi hiç de öyle değildir. Özel mülkiyet ve aile, evliliği, düzeniçileşmeyi eleştirir ve doğru görmez
fakat kendileri bunların dibine kadar batar. Aşiret, bölgecilik, kısımcılık ve akrabalığı aştığı
safsatalarıya eleştirir ama hiç de bunlardan geri kalmaz. Grupçuluğu herkes gibi kendileri de
eleştirir fakat klikçilik ruhuna işlemiştir ve hiç de grupçuluk illetinden geri durmaz. En yakınından
en uzağına çevresinde grupçuklar ve klikler oluşturmak için ne gerekiyorsa asgari düzeyde yerine
getirir. Kendi yanlış ve zaaflarının özeleştirisini vermek yerine misillemecilik üzerinden başkalarında
yanlış ve zaaf bulma peşine düşer. Soysuzlaştıkça soysuzlaşır. Kişilerin hata ve zaaflarından kendi
kişisel çıkarları için faydalanmaktan geri durmaz. Velhasıl sosyal ve siyasal ilişkilerini, günlük
yaşamının hemen çoğunu bütün bu gerici ve hatta karşı- devrimci ilişkiler üzerine kurar fakat
devrimci ve komünistliği, saf kan proleter devrimciliği de kimseye bırakmaz. Sahte ve kof devrimci
ve komünistlik, ne yazık ki hala kendini var etmekte ve etkisini sürdürmektedir.
İnsanlık, devrimci ve komünist hareketin tarihi, başarısızlıklar ile doludur. Bu başarısızlıklar
olmasaydı, kesinlikle başarılar da olmayacaktı. Başarısızlıklar, tesadüfler dışında ancak on- lar- dan
yeterince doğru tecrübeler çıkarılarak başarılara varılabilir. Kendisinden önceki köleci ve feodal
sistemlerde olduğu gibi kapitalizm ve emperyalizm de eşitsizlikler sistemidir. Yapısal ve devrevi
krizler içerisinde debelenip durmaktadır. Bu hengame içerisinde bütün insanlığa ve tabi ki doğaya
ve canlılara daha fazla zarar vermektedir. Bütün bunlar orta yerde dururken, devrimci komünistler
nasıl olur da halk içerisinde yeterli düzeyde örgütlenemez ve kitleselleşemezler. Bunun lamı cimi
yoktur. Açık ki ciddi sorunlar ve zaaflar söz konusudur. İdeolojik sorunlardan tutalım da bunun
izdüşümleri ve somut görünümleri bağlamında örgütsel, siyasal, askeri ve kültürel olarak oldukça
önemli problemlerin olduğu tartışmasızdır. İdeolojik netlik ve kararlılık yeterince yoktur mesela.
Aynı şekilde güne cevap olabilecek düzeyde örgütsel, siyasal, askeri ve kültürel niteliğe de sahip
değildir. Bütün bunlara odaklanmak gerekirken, hala eski de ve eski devrimcilikte ısrar etmek
niyedir, pek de anlamak ve kabul mümkün değildir. Yok şartlar ve koşullar yani zorunluluklar
dillendiriliyorsa, o zaman senin- sizin göreviniz ne, niye varsınız? Devrimci ve komünist iseniz, bu
zorunlulukları fethetmek zorunda değil misiniz? O zaman nesneleştiğinizi kabul etmek
durumundasınız.
Tarihe Doğru Yürü- Unutma ki Sen Bir Komünistsin!
İnsanlar şöyle bir geçmişe dönüp baktığında olumsuz ve olumlu öğretmenler ile dolu sayfaları
görmektedir. Daha doğrusu hem olumlu hem de olumsuz öğretmenler bağlamında halkalar
şeklinde bir süreci görecektir. Evet en iyinin- olumlunun içinde yüzde- binde bir bile olsa
olumsuzluk bulunurken, en kötünün- olumsuzun içinde yüzde- binde bir bile olsa olumluluk
olduğunu tabi ki gözardı etmemeliyiz. Fakat hangisi o şeye- bireye niteliğini vermektedir, son
tahlilde belirleyici olan durumda budur. Bu temelde on yıllarca kötülük ve olumsuzlukta ısrar, açık
ki kötü ve olumsuz bir niteliğin de olduğunu göstermektedir. Eğer bir demokratik, devrimci ve
2
komünist parti işleyişini esas aldığınızı iddia ediyorsanız, işte orada kafa kol ve kişisel çıkar ilişkisi
temelinde ilişkilenmeler ve yaşamdan kaçınmak zorundasınız. Bunun aksi yönünde kafa kol ve
kişisel çıkar ilişkileri başa alıyor ve iddia ettiğiniz demokratik vs partiden de bolca dem
vuruyorsanız, açık ki bu noktada sahtekarsınız demektir. Yine onlarca devrimci ve komünisti ölüme
gönderip kendiniz burjuva yaşıyorsanız, yine orada sahtekarlığınız bir yana katilsiniz demektir.
Çünkü ölüme yürüyenlerin vebalinde sizlerinde payı vardır.
Son süreçlerde bölünme ve dağılma kültürü daha da kendini açık etmektedir. Öyle ki, artık doğru
düzgün çatacak ve karşı eleştiriler ile kendini var edebilecek insan malzemesi bile bulmakta
zorlanıldığı aşikardır. Dolayısıyla keser dönmekte ve sapına zarar verir hale gelmektedir. Zira bu
durum gayet doğaldır. Çünkü ne ekerseniz onu biçersiniz. Kötülüğü, yanlışı, zaafları, klikçiliği,
feodal ve burjuva kültürü ekerseniz onlar boy verirler ve zehirli çiçekler olarak yeşerir ve onları
biçmek durumunda kalırsınız. Hele bir de kaşarlanmış iseniz, psikolojik vaka haline gelmişsiniz
demektir. Hiç de normal olmayan anormallikleriniz karşısında, tarihin çöplüğüne sizleri göndermek,
gerçek demokrat, devrimci ve komünistlerin vazgeçilmez görevidir. O halde yıkılmalısınız ve er
yada geç yıkılacaksınız da. Her an’ ınız, her saatiniz ve her geçen gününüz demokratik, devrimci ve
komünizm mücadelesine daha fazla zararlı hale geldiği için yıkılmak zorundasınız.
Canı ve kanıyla mücadele saflarında olan samimi devrimci ve komünistler saflarını doğru ve iyi
belirlemelidirler. Bu öyle kolay bir durum da değildir. Keza hala kendilerini kamufle eden
sahtekarlar hiç de az değildir. Bir de suyun başlarını tuttukları için, samimi ve inançlı devrimci ve
komünistler içerisinde algı operasyonları ve manipülasyonlar yapmaktadırlar. Kraldan çok daha
kralcı, devrimci ve komünistlerden daha çok devrimci ve komünist kesilerek algı yönetimi ve
manipülasyonlar gerçekleştirmektedirler. Dürüst ve inançlı devrimci ve komünistleri sürekli olarak
daha fazla yıpratmak ve değersizleştirmek için olmadık burjuva entrika ve tasfiye operasyonlarına
başvurmaktadırlar. Geçmiş burjuva egemenlik odaklarının hile ve entrikalarından kapsamlı feyz
aldıkları görülmektedir. O halde at iziyle it izini ayrıştırmak elzemdir. Bunun için düzeltme hareketi
temelinde seferberlik halinde olmak zorundayız. Çünkü unutma ki sen bir devrimci ve komünistsin.
Parti ve örgüt savunusu fetişist ve tapınmacı, adeta din gibi ele alan ve böyle mekanizmalarda ısrar
eden, çevre bilinci oldukça çarpık ve eklektik, zayıf ve sorunlu, aynı şekilde kadını hala aşırı tüketim
ve haz kültürüne meze eden anlayış ve çizgiler, ne kadar erken yıkılrsa o kadar iyidir.
Demokratik, devrimci ve komünist temelde değişmeyen değiştirilecek, nitel olarak ilerlenecektir.
Bunun için her zamankinden daha fazla gün’e ve an’a devrimci temelde sarılmalı ve böyle bir
perspektifle yaşamalıyız. Günceldeki yeni devrimci kişilikler için bu temelde cüret edelim ve ileriye
atılalım.
Baran Yılmaz Dilek(14 Ağustos 2024)