İMRALI ZİYARETİ VE SONRASI OKUNAN MESAJ ÜZERİNE

Makaleler

İMRALI ZİYARETİ VE SONRASI OKUNAN MESAJ ÜZERİNE

İmralı ziyaretinden sonra, ikinci gün yapılan açıklama dikkatleri üzerine çeken tek gündem maddesi oldu. Zira Kürt liderinin mesajı Türkü, Kürdü ve diğer bütün etnik kimlikleri ilgilendiriyor. Bu bağlamda dikkat çekmesi anlaṣılır bir durum. Hatta okunacak mesaj bütün ortadoğu halklarını ilgilendiriyor olması, mesaja bir baṣka önem kazandırdı. Bu nedenle baṣkanın vereceği mesaj ezilen mazlum içinde ciddi bir önemi vardı. Hangi TV açsan gündemin ilk haberi Abdullah Öcalan adına okunan mesaj oldu.

Kürt sorunun çözümüne katkı sunacağım, yeterki samimi olarak benim önümü açın mesajı ile bütün kamuoyuna seslendi. Okunan metinde dikkat çeken bir baṣka nokta, Kardeṣliğe güçlü bir vurgu yapmıṣ olmasıdır. Okunan metin elbette Ortadoğu’daki oluṣan bütün politik ve sosyal sorunlara yanıt olamazdı. Bu ilk gõrüṣme bile cehennem ateṣinde bir ıṣık almak gibi bir ṣey. Sıkışanların dansı çok da kıvrak oluyor. Ayak uydurmak kolay olmuyor.

Düṣman bu kadar çaresiz olmasa, kendilerinde tamamen farklı bir ideolojik ve siyasi felsefede olan bir liderle masaya oturmak istemez. Öcalan’la oluşturmak istenen ‘iṣbirliği’ taktik bir oyun gibi görünsede, Baṣkan bilerek bu senaryonun içinde olması çok çok önemli. Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin kurduğu masaya Kürt liderinin bulunması, bir asırdır ilk oluyor. Onlar çözümsüz, onlar tıkanmıṣ ve onlar çok fena durumdalar. Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin Türkiye ve ortadoğu projesi yürümüyor. Kürt ulusun lideri bunun bilincinde. Erdoğan’ın masasında olmayan oyun yok. Düṣmanın anlık değiṣim ve inkarcılığı biliniyor. Düṣman masada düṣündüğümüzden çok daha zayıf durumda.

Kürt lideri Abdullah Öcalan’ın bugün ve yarına karşı politik sorumluluğunu anlamayanlar, onun çözümlemelerinde anlayamaz. Baṣkanın omuzlarındaki ulusal sorumluluk, diğer Kürt liderlerinin sorumluluğu ile mukayese edilemez.

Kürt sorunun çözümünde yarına yeni kaygılar yaratmak değil, tam ve kalıcı bir çözüm üretmektir. Bugün ortadoğu’da oluṣan politik konjonktürü iyi anlamayanlar doğru analizler ve politik çözümler yaratamazlar.

Objektif olmak ve yarını etkileyecek çözümlerde bulunmak, devletin dayattığı politik önerileri etkisiz hale getirmek için, onlarla aynı masada olmak mutlaka gerekiyor. Devlet aklının yetersizliğini ve yetmezliğini Erdoğan’a ve Bahçeli’ye göstermek gerekiyor. Onlarla aynı masada olmak, onlara kolaylık sağlamadığı gibi, toplumu manipüle etmelerine meydan verilmeyecek . Masada olmayan bir Kürt lideri, kendi halkına karṣı sorumluluğunu yerine getiremez. Rasyonel ve mantıklı politik bir tutum almak, Kürtler için hayati derece õnemlidir.

Düṣmanın anlık politik hamlelerini anlamayan bir önderlik doğru çözümlerde bulunamaz. Düṣmanla aynı masada oturmak, muhalefet etme yeteneğini geliṣtirir. Düṣmanın stratejisini anlamayı sağlar. Masada olan Erdoğan ise, bin kez daha dikkatli olmayı zorunlu kılar. Erdoğan politik ilkesi yoktur. O sadece ihanet eder. Kürt ulusal hareketi bu gerçeği biliyor.

Elbette Erdoğan Baṣkanın ayağına götüren nedenler vardı. Bahçeli ve Erdoğan nedensizce Abdullah Öcalan’ın kimliğine sarılmıyorlar. Gelecek yangını söndürme, yada lehine çevirme ṣanslarının olmadığını çok iyi biliyorlar. Yoksa bu iki politik ṣarlatan Kürt ve Türk kardeṣliği demagojisi ne sarılmaz. Bugüne kadar iki ulusun halkın birbirine düṣman eden TC’nin Kürdü yok sayma politikasdır.

Baṣkanın Kürt ulusu üzerindeki toplumsal ağırlığından bağımsız düşünürsek, iktidarın bu u dönüşümü doğru anlayamayız. Öcalan’ın,Erdoğan’la ve Bahçeli’le aynı masada olmaları ortadoğu halkları için tarih bir an olacaktır. İdeolojik ve politik olarak Erdoğan’a karṣı olmak ve aynı masada bulunmak, Erdoğan için yenilginin baṣlagıcıdır. Ekolali bir diktatör olan Erdoğan, Kürt gerçekliğini kabul etmek zorunda. Esneklik göstermese kaybeden bugünkü TC olacaktır. Ortadoğu’daki gelişmeler Erdoğan zorlayacağı kesin. Kürt sorunu çözüme kavuṣmadan, Erdoğan’ın mandepsi niteliği baṣına bela olacaktır.

Kürt sorunun çözümünde toplumsal bir konsept yaratılmadan, toplumsal barıṣ sağlanamaz. Kürt ulusal önderlik bu gerçeği gördüğü için, soruna kalıcı bir çözüm getirmek için, halkların toplumsal uzlaṣmasını ilke olarak alıyor.

Öcalan’ın aldığı sorumluluk, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin aldığı sorumluluğa benzemez. Erdoğan derdi geleceğini kurtarmaya yöneliktir. Kürtlerle ‘barışmak çabası” Kürtleri çok sevdiğinden değil, Kürtlerden baṣka ṣansı kalmadığı içindir. Bu ara Bahçeli’yi kullanıyor.

Bilinmeli ki: Erdoğan aferist bir politikacı. Kendi geleceği için feda edemeyeceği tek ṣey bulunmuyor. Ancak Erdoğan’ın manipülatif kiṣiliği her atılacak adımda dikkatle izlenilmeli. Politik mücadelede sırada bir olgu gibi düṣünmek doğru değildir. Politik mücadelede çıkarlar mücadelesidir. Erdoğan’ın Kürt sorunu çözüme noktasında attığı adım net değildir. Koṣullar Erdoğan’ın lehine değiṣtiği an, Erdoğan’ın değiṣmesi bir dakika sürmez.
Erdoğan’ın içinde bulunduğu çıkmazdan sonra sosyal medyada paylaşılan kardeṣlik ve barış mesajları ne kadar da yüzeysel ve samimiyetsiz! Bu mesajlar, gerçek bir kardeṣlik ve barış arzusunu değil, sadece toplumun gözünü boyamayı amaçlıyor. Savaş söylemlerinden ve nefret dolu nutuklardan kazanç sağlayan bu çevreler, kardeṣlik günü gelince barış yanlısı görünerek vicdanlarını rahatlatmaya çalışıyorlar. Korku akılarını sarmıṣ durumda.

Kimi politik figürleri bu tutarsızlıktan payını alıyor. Bir yandan sosyal medyada kavga ve şiddet diliyle paylaşımlar yapıyor, diğer yandan Türk ve Kürt kardeṣliği paylaşıyor. Şiddeti ve saldırganlığı yücelten bu Irkçılar, zor duruma düṣtükleri için kardeṣlik kelimesini yüceltmeye çalıṣıyor. Ama gerçekten kardeṣliğin ne olduğunu, nasıl sağlanacağını bile bilmiyorlar; sadece duyduklarını tekrar ediyorlar.

Türk ve Kürt kardeṣğin temenni dilekleri çoğu aslında içi boş söylemler olduğunu Kürtler biliyor. Erdoğan’ın Barışı ve Kardeşliği savunuyor gibi görünmesi, kişisel çıkarları korumak için bir maske. Asıl yüzsüzlük burada başlıyor: Barıştan ve Kardeṣlikten yana olmayı gerektiren her durumda, savaş çığırtkanlığı yapanlar, gerçek kardeṣlik günü geldiğinde, düṣmanlaṣıyorlar. Erdoğan Kürtlerin ölülerini arabalarının arkasına bağlayıp meydanlardan gezdiren biri. Kürtleri ne çok sevdiğini biliriz.

Gerçek kardeṣlik ve barış, sadece bir gün dile getirilip sonra unutulan bir şey değildir. Savaşın, nefretin ve düşmanlığın her türlüsüne karşı olmalı kardeṣlik. Kardeṣlik ve barıṣ samimi ve eṣitlik temelinde yaṣanmalı. Bu perspektif içinde düṣündükçe, Erdoğan’a ve Bahçeli’ye inanmak zorlaşıyor. Kürt ulusal lideri bütün bunları bilerek masaya oturuyor.
Robert Pekoz

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir