KÜRTLER NE YAPMAMALI

Makale

KÜRTLER NE YAPMAMALI

Kürtler için bugünkü temel sorun, Kürtler ne yapmalı sorusuna yanıt aramak değil, Kürtler ne yapmamalı sorusun yanıt aramaktır. Kürtler tarihindeki son bir asırlık zaman, Kürtlere hangi acıyı, hangi ihaneti ve hangi barbarlığıp yaṣamadı. Kürt olmadan, Kürdü anlamak mümkün mü?

Hergün kürdün idam edildiği, terörist diye öldürüldüğü, Kürdün özgürlük arayışına bölücülük diye ṣavaṣ açıldığı, çocukların zehirlendiği, Kürdün kendi topraklarında kimliksiz Yaṣadığı, Kürtlere karṣı kimyasal silahın kullanıldığı, Kürt politikacıların çeṣitli yöntemlerle etkisizleştirildiği bir coğrafyada, Kürtler ne yapmamalı sorusu daha önemli hale geldi.

Kürtlerin toprakları bir asırdır dört ulus devletin iṣgali altında. Kürtler kendi topraklarında, esir, yarı esir olarak yaṣıyor. Ortadoğu’daki uluslardan en fazla acı ve yoksulluk çeken Kürtler. Kürtler kendi maddi ve manevi değerlerini sosyolojik boyutta yaṣamayan tek ulustur.

21.Yüzyılda kendi toprakları üzerinde özgür ve kendi iradesiyle yaṣamayan belkide yer yüzündeki tek ulus, Kürtler kaldı. Acı ama gerçek bu. Kürtlerin bu noktada olmasının sorumluluğu, Kürtlere ait. Düṣma Kürtlerin topraklarını kendi çıkarlarına göre paylaṣtı. Bugün, bu iṣgale karṣı bir isyan ruhu bütün Kürdistan’da diri halde yaṣanıyor. Çanlar bizden yana çalıyor. Öyle bir
konjonktür oluṣtu ki, düṣman taktik ve söylem değiştirmek zorunda kaldı. Kürtler düşmanları için ‘kıymetli’ hale geldi.

Kürtlerin ortadoğu’da kaybedecekleri bir ṣeyleri kalmadı. Dört parçadaki Kürtlerin birbirlerinde çok farkı yok. Aynı “alın yazısını” taṣıyor lar ve aynı sorunları yaṣıyor lar. Bu nedenle Kürtlerin birlik olmayan bir felsefesi olamaz. Birlik ruhu Kürtlerden elzem olduğu anlaṣılmalı.

Kürtler ortadoğu’da oluṣan yeni konjonktürde baṣ mimarları olduklarını hafife almamalı. Ortadoğu’da etkili politik gücün Kürtler oldğunu unutmadan politika yapmalı. Kürtler çok taviz veren değil, taviz alacak konumdalar. Yarın için politika belirlerken hesabını-kitabını çok iyi yapmalı. Kürt topraklarını iṣgal eden dört devletin vaatlerine göre politika belirlememeli. Kürdistan’ın geleceği için, bir asırlık faşist devletlerin “dostluk eline” güven duymamalı. Ortadoğu coğrafyasının sınırlar yeniden çizileceği artık bir olasalık’tan çok, gerçeğe daha yakın görünüyor. Bu değiṣmenin belkiden en çok kazananı Kürtler olacak. Kürtler için ortadoğu’daki konjonktür tarihi bir fırsat olduğu bilinmeli. Böyle durumlar ancak yarım asır, yada daha fazla bir zaman diliminde ortaya çıkıyor. Bu politik konjonktürün kendiliğinden oluṣmadığı bilinmeli.

Robert Pekoz

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir