
Bazı gerçekleri söylemekten korkmayalım. Kürtlerin kendi gelecekleri için, Ortadoğu’da küresel güçlerin desteğine ihtiyacı var. Kürt sorunun çözümünde bu destek olmasa, Kürtlerin tek başına mücadelesi yeterli olmaz.
Bugünkü Kürt realitesi üzerinde rasyonel düşünerek politika üretmek önemlidir. Kürtlerin mücadelesi burada çok belirleyici olacaktır.
Dün, Kürt topraklarını kendi çıkarlarına göre paramparça edenler, bugün parçaladıkları Kürtlerin topraklarını birleştirmek için oyun kuruyorlar. Dün Kürdistan’ı bölenler, bugün birleştirici bir çaba içindeler. Küresel güçler Ortadoğu’nun geleceğini kendi çıkarlarına göre yeniden dizayn etmeye çalışıyor.
Kürt ulusal sorununun, değişen dünya dengelerinden bağımsız düşünmek imkansız görünüyor. Hassas ve çok denklemli bir masa üzerinden dünya yeniden şekillendiriliyor. Oyun her coğrafyada ABD’nin denetiminde yürüyor, yürütülmeye çalışılıyor. Fakat ABD çok riskli bir politika ile yürüyor. Zorlayıcı ve baskıcı bir politika, küresel uzlaşmayı zorlaştırabilir.
Kürt sorunun çözümünde toplumsal konsept dört devletin içinde zor görünüyor. Özellikle Türkiye’de ve İran’da Kürt sorununun çözümünde devletler toplumsal barışın önünde engel oluyorlar.
Elbette küresel güçler Kürtleri çok sevdiklerinden dolayı Kürtlere yardımcı olmuyor. Küresel güçlerin bir Kürt devletinin oluşumunda çıkarları var. Anlayacağımız küresel efendiler dünyaya istedikleri gibi yön veriyorlar. Yaz boz tahtası gibi kullanıyorlar.
Ama şimdiki Kürtler 20. yüzyılın Kürtleri değil. Kürt ulusal mücadelesi düşmanla savaşa savaşa, bedeller ödeye ödeye büyüdü ve kültürel değerlerini korudu. Küresel devletler Kürtlerin uyanışını görüyor. Bu uyanışı ve gelişmeyi kendi hesaplarına göre şekillendirmeye çalışıyorlar. Bugünün Kürt gerçekliği ve Kürt bilinci kendi sosyolojik değerlerini, kendi toprakları üzerinde, kendi inisiyatifleri ile yaşamak isteyen bir ulusa bilince sahip. Dün Kürdistan’ı bölen düşman, bugün Kürt sorununu çözmek için elini uzatıyor ve destek olmaya çalışıyor. Ortadoğu’daki politik konjonktür dikkate alındığında, uzatılan eli geri çevirmek büyük bir yanlış olur. Kimse kimseyi kandırmıyor. Herkes kendi çıkarlarına göre davranan bir politika içinde. Çıkar hesapları politik mücadelenin doğasında var. Bugün Ortadoğu’da olup bitene bu anlayış içinde düşünmek doğru olandır.
Politikada dil çok değişkendir, kıvraktır ve fazlasıyla oynaktır. Ortadoğu’da politik dili anlamak çok kolay değil. Her cümlesine birden fazla anlam yüklemek mümkün. Ortadoğu’da politik dilde küresel illüzyon bolca kullanılır. Bu nedenle gerçeği yakalamak zorlaşıyor. Ortadoğu’da politik sözcüklerin, cümlelerin lakonik bir niteliği var. Ortadoğu’da bir kere olan, bir daha olmaz kuralı yoktur. Politik mücadelenin temel yasası ya da olmazsa olmazı çıkarların çatışmasının sürekliliğidir.
Ortadoğu’da oluşan politik denklem ciddi çatışmalara açıktır. Siyasal durum alışılmış, alışılandan farklı. Tam bir anafor yaşanıyor. Çanlar farklı çalmaya başladı. Ortadoğu’da kontrolsüz bir ABD ağırlığı oluşuyor.
Robert Peköz